Günlük gazete TAZ, ( Die Tageszeitung) 3 Mayıs ”Dünya basın özgürlüğü günü”nde, “Basın özgürlüğü hepimizi ilgilendirir“ başlığı ile Türkçe-Almanca olarak yayınlanacak.
Mustafa Akpolat
Gazete tarafından yapılan açıklamada ”Özel sayı “Türkiye’de basın özgürlüğü”, 03.05.2016’da
Basın özgürlüğü hepimizi ilgilendirir
Türk hükümeti basına karşı neden böyle paranoyak davranıyor? Bağımsız gazeteciler baskıya nasıl direniyorlar? Türkiyeli gazeteciler çalışma şartlarından ve Türkiye basının durumundan bahsedecekler.
Özel sayımızı Türkiye’den gelen iki gazeteci ile birlikte hazırlayan taz editörü Fatma Aydemir, “biz taz olarak Alman hükümetinin Türkiye ile yaptığı mülteci anlaşmasını kolayca kabul edemeyiz. Almanya’nın mültecilerden kurtulması için Türkiye halkı ve demokrasi çok büyük bir bedel ödüyor,” diyor.
Türkçe-Ermenice haftalık gazetesi Agos’tan Gözde Kazaz ve günlük gazetesi Birgün’den Erk Acarer bir hafta boyunca Berlin’e gelecekler ve taz çalışanları ile birlikte özel sayıyı hazırlayacaklar.
3 Mayıs’ta dünya basın özgürlüğü gününde taz 16 Türkçe-Almanca sayfa ile yayınlanacak.” denildi.
Gazetenin 3 Mayıs özel sayısında Editoryal yazısında ”Hukuk” kılıfına sokularak veya ekonomik baskıyla kapatılan, el değiştiren gazeteler, sadece hakikati yazdığı baskı gören gazeteciler,
“bilme hakkı” kavramına uzaktan el sallayan bir kamuoyu ve gittikçe lekelenen bir medya özgürlüğü karnesi … Türkiye’de son
dönemde yaşananları anlatmak, bir yandan bu yazının ve bu ekin sınırlarını aşacak kadar zor; bir yandan da tek bir cümleye
sığabilecek kadar basit: İktidar korkuyor. Etrafında kayıtsız şartsız biat eden bir kitle bulunduğunu düşünen AKP hükümeti, özellikle son yıllarda insan
hakları, yargı bağımsızlığı, parlamenter sistem gibi demokratik mekanizmalarla gemileri yakmış görünüyor. Hükümetin dili kirlendikçe toplumsal linç
mekanizmaları devreye giriyor. Zaten linç kültürü konusunda hatırı sayılır bir külliyata sahip olan Türkiye’de sorgulayan herkes hedef gösteriliyor. Peki ya
biat etmeyenler ve onların hikayelerini anlatan gazeteciler? Bu özel ekte onları bulacaksınız. Sokağa çıkma yasaklarının olduğu bölgelerde gazetecilik yapanlar,
işten atılanlar, karikatüristler
… Bir yandan da gündelik dilimize bir anda sızan, “kayyum”, medya mülkiyeti, Erdoğan’ın medyaya neden baskı uyguladığı, bu ekin cevaplamaya çalıştığı sorulardan
bazıları.
Yazıların çoğunun sonu her şeye rağmen umutla bitiyor. Çünkü biat etmeyenler sesini yükselttikçe hala umut var. Çünkü dayanışma yaşatır. taz’daki
meslektaşlarımızla hazırladığımız bu ek de bu dayanışma ağlarına atılan bir düğüm olsun.
GÖZDE KAZAZ (AGOS), ERK ACARER (BIRGÜN)” görüşlerine yer verildi.