Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyon uluslararası, basın örgütlerinin yanı sıra Avrupa’da faaliyet yürüten sivil toplum örgütleri tarafından da sert dille kınanmaya devam ediliyor.
CHP Sosyal Demokrat Birliği Avusturya Başkanı Filiz Kaynak ve TBB üyesi BSD – Berlin Sosyaldemokratlar Derneği adına başkan Cem Gençtürk yayınladıkları basın açıklamaları ile AKP iktidarına, OHAL, KHK ve basına yönelik kapatma, baskı, gözaltı ve tutuklamalara karşı mücadele çağrısından bulundular.

Filiz Kaynak: ”Cumhuriyet gazetesinin laik, demokratik ve sosyal hukuk devletinin vazgeçilmezliği ve insan haklarının korunması için gazetecilik çizgisinden hiç ödün vermeyen başta Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay ve yazar Güray Öz’ün bulunduğu basın emekçilerinin göz altına alınmasını enerjik bir şekilde kınamaktayız.
Cumhuriyet Gazetesi yazarları hakkında uygulanan işlemlerin hukuk güvenliğini, basın özgürlüğünü ortadan kaldırdığını ve Cumhuriyet gazetesini susturma çabalarından derhal vazgeçilmesi gerektiğini vurgularız.
Adım adım bir baskı, korku ve hukuk devletinin bütün kurallarını hiçe sayan keyfiyet sisteminin geçerli kılındığı bu ortamda, basına da tek tip bir üniforma giydirilme çalışmaları, Cumhuriyet Gazetesi yazarlarının onurlu gazetecilik yapma haklarının ellerinden alınmasıyla doruk noktasına ulaşmıştır.
15 Temmuz darbe girişimine karşı önlemler kisvesi altında asıl darbenin şimdi, gün be gün gerçekleştirildiği bir ortama girdik. Bu gidişata karşı demokratik direnişi ilke edinmiş Parlameterlerimize karşı yapılan silahlı provakosyonlar da‚ tek parti tek başkan‘ sisteminin yerleştirilmesi çabalarının bir parçasıdır.
Özgür basın özgür bir toplumun güvencesidir. Tüm gücümüzle, oynanan oyunu bozmak için karşı koyacağımızı duyurur, Cumhuriyet gazetesi emekçilerinin derhal serbest bırakılmasını talep ederiz.
Siz değerli basın elemanlarını da meslektaşlarınıza yapılan baskı ve yıldırma çabalarına karşı duyarlı davranmaya çağırıyoruz.”
TBB üyesi BSD – Berlin Sosyaldemokratlar Derneği adına başkan Cem Gençtürk yaptığı açıklamada;
”Türkiye’de son ay ve haftalarda OHAL ve KHK’lerle yaratılın hukuk dışı ortamda kanlı FETÖ’nün üyelerini tutuklama ve yakalama bahanesi ile FETÖ ve PKK ile ilişkisi olmayan muhalefet parti yöneticilerine, sivil toplum kuruluşları temsilcilerine, basın mensuplarına ve son olarak Cumhuriyet Gazetesine karşı yapılan saldırı ve tutuklamaları şiddetle kınıyoruz.
AKP iktidara geldiği ilk yıllardan itibaren planladığı gizli programı çerçevesinde, Türkiye’de evrensel demokrasinin gerektirdiği temel hak ve özgürlükleri adım adım ortadan kaldırmaya başladı. Bunları hükümet zaman zaman Anayasa’nın öngördüğü güçler ayrılığı temeline dayanan “Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik sosyal bir hukuk devletidir” ilkesine uymayan hukuk dışı uygulamaları ile yaptı ve yapmaya devam ediyor.
Dini temelde cemaat ve tarikatların ortaklığıyla kurulan AKP’nin yolsuzlukta, adam kayırmakta, devleti ele geçirmedeki pervasızlığı sonunda elde edilen nemanın bölüşülmesinde çıkan anlaşmazlıklar ülkeyi darbe yapılacak duruma ve her gün terör olaylarının olduğu kaotik ortamın içine getirmiştir.
Her zaman demokrasiden, çoğulculuktan, hak ve eşitlikten, ifade özgürlüğünden dem vuran Avrupa Birliği ve üye ülkeleri, kendilerinin ekonomik ve siyasal çıkarları söz konusu olduğunda Türkiye’deki bu gelişmeyi ya görmezlikten ya da cılız tepkilerle ortaya koyarak çifte standardın en güzel örneğini vermeye devam ediyorlar.
AKP, iktidarının ilk yıllarından beri devlet olanaklarını da kullanarak yazılı ve görsel medyaya yaptığı baskılarla kendi medyasını oluştururken, bu baskıcı uygulamalara tepki göstererek muhalefet eden bir avuç kuruluşu da susturmak ve yıldırmak için göz altına almaya ve hapislerde çürütmeye devam ediyor.
Halen hapis ve göz altında olan 100’ün üstündeki gazetecinin, fikir ve bilim insanının olduğu bu hazin tabloyu açıkça gösteriyor.
Özellikle Avrupa halkları, bu ve buna benzer baskı rejimlerinin acısını halen yaşarken ve bunların korkunç anıları canlı iken, aynı acıların Türkiye halkına da yaşatılmasına karşı direnmemiz gerekir.
Tüm demokrasi kuruluşlarından Türkiye’nin geleceği ile ilgili daha net ve kesin tavır almalarını, muhalefet partilerini, demokratik kitle örgütlerini, bağımsız medyayı OHAL ve Kanun Hükmünde Kararnamelerle susturmak isteyen AKP’nin baskı rejimiyle daha etkin mücadele etmelerini bekliyoruz” görüşlerine yer verildi