HAYAT

serpil_caliskano_
Serpil Çalışkanoğlu Yalçın
Yaşantımızda var olan değerlerin çoğu zaman farkında olmayız… Sağlığımızın.nefes almamızın, yeni bir güne uyanmanın sevdiklerimizin,dostlukların ve daha nice güzelliklerin.
 
Ne zaman ki kaybederiz o zaman ayrımına varırız.
 
Bir yerimiz ağrıdığın da, birden herşeyi unutup, tek istemimiz ağrıyan yerin bir an önce iyileşmesidir. Demek ki; sağlığımız bizi hayatta tutan en önemli faktör. öyleyse neden kendimize bu kadar kötü davranırız?
 
Bir kaza sonucu bacaklarını kaybeden bir tanıdığım,bu şoku atlattıgında
birden ellerinin daha bir ayrımına varıp, onların işlevlerini, resmetmeye başlar. O eller ki; bir „merhaba“dır, bir dokunuştur, dosttur, sıcaklıktır. Hiç beklemediğiniz bir anda size uzanıştır.
Yaşantımızda ki insanları kaybettiğimizde birden onların yerini doldurmayacak bir boşluk olur. Önceleri oyalanacak birşeyler bulmaya çalışırız kendimizi avutmak için. Sonra koca bir boşluk alır yüreğimizi. Pazarları birlikte yapılan kahvaltılar özlenir. Birlikte dinlenilen şarkılar daha bir aci verir hale gelir.
Tüm resimler tek, tek kare, kare bir daha yaşanır.Birinde uzun uzun kalınır gözler dolu dolu..Ilk tanışma, ilk dokunuş, ilk öpücük…
 
Kaybettiklerimizi daha bir özler hale geliriz? Neden yokluklar da daha bir değerli olurlar da, varken kıymetini bilemeyiz ve bu kadar hor harcarız elimizdekileri?
Günümüzde pek kalmasada vefa borcu (çok çabuk tüketen bir toplum haline dönüşsekte) unutulmaması gereken erdemlerden biridir.
Yokluklar da kurulan dostluklar da bir başkadır. Imkansızlıklarla son kuruşa alınan sigara bile paylaşılmıştır.Cepteki son kuruşlar ortaya dökülür “zor gün dostu”olmaktır bu. Iki dilim ekmeği paylaşmaktır.
 
Bir sabah karnımız aç uyanıp ekmek dolabın da kurumuş son ekmek dilimini bulmak zenginlik değil midir?
Tiryakiler için gece yarısı pakette son sigarayı bulmak ve son nefesine kadar çekmek başka bir duygu ile anlatılabilir mi?
 
Bizim hayatımızda olan şeyler, aslında bizim varlığımızdır. Onları hergün kaybedecek gibi görebilsek ve birgün (o birgünün bazen çok erken, ansızın olabileceğini düşünsek) belki de bu kadar bol keseden harcamayacağız herşeyi.
Önce sahip olduğumuz değerlerin kıymetini bilip, sonrada etrafımızda ki herşeye belkide farklı bakarız.
Ben bazen soruyorum; Bir günlük ömrüm kalsa diyorum (ki bu pazarlik bile beni dehşete düşürüyor.Hemen yok, yok birgün yetmez yapacaklarıma diyorum.Bir hafta… Yok ne olur bir ay diyorum.)
Oysa öyle bir anda pazarlık bile yapamayacak hale geleceğiz.
Bu pazarlığımı düşününce birden yapmak isteyip yapamadığım şeyler aklıma geliyor.
„Hayatın anlardan oluştuğunu düşünerek bu anları mümkün olduğu kadar fazlalaştırıp yaşayacaklarımıza ve en önemlisi hayata geç kalmamalıyız“diye düşünüyorum.
 
Ömür dedigin üc gündür; dün geldi gecti,yarın mechuldür. O halde ömür dedigin bir gündür; o da bugündür. (Can Yücel)
Anlarda kalmanız dileğiyle..

About Serpil Çalışkanoğlu

Check Also

Düşünce Kirliliği

Serpil Çalışkanoğlu Yalçın Nereden başlayacağımı tam olarak bilmiyorum. Bunun çok uzun zamandır yazmamakla alakalı olduğunu …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir