Cumartesi , 25 Mart 2023

Hamburg’da Yılmaz Güney’i anma etkinliği düzenlendi

9 Ekim 2022 tarihinde Wilhelmsburg Bürgerhaus’da ATİF derneği tarafından geleneksel olarak düzenlenen Yılmaz Güney’i anma etkinliği gerçekleştirildi.

Emperyalist savaşlara, yoksulluğa ve yasaklara karşı Devrimci Sanatçı Yılmaz Güney’i Anıyoruz! “ adı altında düzenlenen anma etkinliğinin kültürel programında, Yılmaz Çelik, Umut Trio, Grup Cemre, sahne alırken, Yılmaz Güney’le çalışmış sanatcılar, aydınların görüşlerinin yer aldığı bir Sinevizyon gösterimine yer verildi.

Ekinlikte Tertip komitesi adına yapılan konuşmada, gündeme dair Emperyalisler arası savaş, Tükiye, Almanya ve Dünya genelinde yaşanan sorunlara, savaşlara ve diktatörlüklerde halklara uygulanan zulmü ve buna karşı halkların mücadeleleri anlatıldı.

Etkinliğin programıda yer alan ancak etikinliğe katılamayan PSAKD Genel Başkanı Cuma Erçe gönderdiği Videolu kısa dayanışma mesajında, ”Sevgili Canlar bu yıl Ankara Gar katliamının yıl dönümündeyiz. Katliamda yaşamını yitiren canların mezarları başında yapılacak anma etkinliklerine katılacağım, ayrıca AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan Alevileri ve kurumlarını teslim almaya yönelik operasyonlara karşı bir dizi eylem ve etkinlik içerisindeyiz. Bütün bu nedenlerden dolayı yanınıza gelemedim, sizinle olamadım. Ne mutlu bu eğri zamanlarda doğru yerde durabilene demişiz. Şu zamanlarda eğri zamanlardan geçiyoruz ama doğru yerde durabilenler sayesinde umudumuz hergün katlanarak büyüyor. Ne mutlu Yılmaz Güney’in, Pir Sultan Abdal’ın peşinde yürüyenlere” görüşlerine ver verdi.

Etkinlikte ayrıca Iran’lı kadın konuşmacı, İranda gelişen kadın mücadelesinin ”Jin jiyan azadı” kadın, yaşam,özgürlük şiiarı ile 3 haftadır devam eden mücdelenin geldiği aşamayı ve kadın mücadelesini anlatarak uluslararası dayanışmanın önemine vurguda bulundu.

Hamburg DİE LİNKE (Sol parti) milletvekili Metin Kaya yaptığı konuşmada, yaşanan savaşın bedelini dünya halklarının ödediğini ve Alman hükümet ortakların’nın bu konuda ki politikasını eleştirerek yaşanan yoksulluğu değindi.

Etkinlik tertip komitesi adına yapılan açıklamada ”Son zamanlarda bir emperyalist savaşı aratmayacak boyutlarda yürütülen bölgesel haksız savaşlarda yüzbinlerce insan katledilirken milyonlarcası yurdundan edildi.

Bugün ise emperyalistler arası dalaş ve kavga yanıbaşımızda olan Ukrayna’da yürütülmektedir.

ABD ve AB ile Rusya arasında sürdürdükleri bu kavganın bedelini başta Ukrayna halkı olmak üzere dünya halkları ödemektedir. Bir çok ülke gibi Alman emperyalizmide, Ukrayna savaşını fırsat bilerek askeri harçamalar için 100 milyar Euroluk özel bir fon oluşturuldu.

Daha düne kadar silahlanmaya karşı olduklarını dile getiren SPD ve Yeşiller iktidar olduktan sonra açıkca savaş kışkırtıcılığı yapmaktadırlar.

Halkın temel ihtiyaçlarından yapılan kısıtlamalarla bir yandan yoksulluk arttırılırken, öte yandan sağlık, eğitim, konut gibi alanlarda ciddi sıkıntılar yaşatılmaktadır. Savaş bütçesine ayrılan milyonlarca Euro ile birlikte işçiler ve emekçiler daha da yoksullaşmaktadır. ”

Türkiyede yaşanılanlarada değinildiği konuşmada, ”Başta konser ve festivaller olmak üzere farklı sanatsal faaliyetlere yönelik akla mantığa sığmayacak yasaklamalar getirilmekte. Ankarada istedikleri parçayı söyleyemediği için katledilen sanatcı Onur Şen’in katillerinin çalışma bakanlığında müfettiş, iktidarın şimarık bürokratları Onur’un yüzünü bardaklarla parçalayarak katlettiler.

Kürt dili, edebiyatı, sanatı ve kültürü alanında çalışmalar yürüten kurumlar kapatılmakta, muhalif sanatçılar gözaltına alınmakta. Öte yandan kadına yönelik şiddet her geçen gün artmaktadır. Son 7 yılda dünyada kadına yönelik şiddet her geçen gün artmaktadır. Son 7 yılda dünyada kadın cinayetleri yüzde 10 artarken, Türkiyede bu oran yüzde 1400 cıvarındadır. İstanbul sözleşmesini keyfi bir şekilde yürürlükte kaldıran devlet, yargı, erkek üçlüsü kadınları katletmeye devam etmektedir. Süleymaniyede öldürülen Jineoloji dergisi editörü Nagihan Akarsel’in de katili yine kadın düşmanı AKP ve MHP iktidarıdır.

Yaşamak, her şeyden önce ezilenlerin kurtuluşu için yaşamak ve bunun için sonuna kadar mücadele etmek anlamlı ve güzeldir .

Tıpkı devrimci edebiyat ve sanatın susmayan sesi Yılmaz Günay’i gibi. O bir yandan Yeşilçam alanında devrimci alternatif sinema yaratma mücadelesi verirken, diğer yandan da faşizme açıktan cebelleşmeye girdi.

Çünkü Yılmaz Güney sinema sanatını siyasetten bağımsız olarak ele alan korkaklardan değildi. Ve O ”Halkın savaşçısı olmaya kendisini adamış bir sanatçı olarak önümüzde duran görevlerin bilincindeyim. Sanatçı olarak devrim kavgasının sıradan bir eriyim” diyerek her türlü bedeli göze aldı. Yine O, faşist diktatörlük dönemlerinde en zor koşullar altında savaşmayı elden bırakmadı. O yaşamın son anına kadar bütün varlığı ve enerjisiyle, hastalığının en ağır dönemlerinde, sağlık koşullarını bile hiçe sayarak direnişinin en önünde yürümüş, göğsünü yasaklara karşı germiş ve yiğitçe savaşmış büyük bir mücadele insanı ve yol göstericisi olarak her zaman kavgamızda yaşayacaktır. Onu anmak, dünyanın bir çok alanında yükselen ezilenlerin sesine ses olmaktır

Onu anmak emperyalist savaşlara, yoksulluğa ve her türden yasaklara karşı mücadeleyi yükseltmektir.

Onu anmak, Kürt ulusuna yönelik baskılar’a karşı çıkmaktır

Gün emperyalist savaşlara, yoksulluğa ve yasaklara karşı mücadeleyi yükseltme günüdür. , Yılmaz Güney ölümsüzdür. Devrim Şehitleri ölümsüzdür..”

About Admin

Check Also

16 Gazeteci olmayan suçtan tutuklandı: Seçim baskısı

Diyarbakır’da gözaltındaki 16 gazeteci tutuklandı. Gerekçe, haber içerikleri ve yayın politikası olurken Avukat Resul Temur, …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir